

Gençlik yıllarımda doğa ve yaban hayatı tutkusu ile av merakım başladı, tabidir ki av malzemeleri giyim kuşamı tüfekler fişekler ve av bıçakları da ilgimi çekti. O zamanlar sadece yurt dışından gelen dergilerden ve kataloglardan faydalanıyorduk. Asrın buluşu internet sayesinde her konuda istediğimiz bilgilere ulaşma imkânını bulunca, bıçakların dünyasını da keşfetme imkânı doğdu. Ve böylece tanıştım Damascus çeliği ile ve hayran oldum bu konuda yaptığım araştırmalarda, damascus çeliğinin adını Suriye’nin başkenti Şam’dan aldığını ve bulunuşunun 900’lü yıllarda Türk, Türkmenistan ve İslam bilgin ve ustaları tarafından paslanmaz çeliğin keşfedilmesi ile paslanmaz çelik ve karbon çeliğinin tabakalar halinde üst üste konulup dövülerek 500 defa katlanıp tekrar dövülüp, büküldükten sonra bıçak ve kılıç hale getirilmesi ile oluşan Kılıçlar devrinin en muazzam malzemesini oluşturmuştur. Diğer bir özellik ise çeliğin bitiminden sonra çeliğin görünümünde oluşan desenlerdir.
Bu desenler iki ayrı vasıftaki çeliğin karışımından oluşmaktadır. Desenlerin görülür hale gelmesi asit uygulaması ile oluşuyor. Ecdadımız bu desenlere de isim vermiş Türk kıvrımı HZ.Muhammedin çorabı, yağmur damlası gibi Türkler bu muazzam kılıçla haçlı seferlerinde destanlar yazmışlar buluşlarının sırrını saklamışlar, bu sırrı sakladıkları içinde 1300’lü yıllarda damascus çelik sırrı ve ustaları ile birlikte unutulmuştur. Ancak 1980 yılında bilim adamları müzelerdeki örnekler üzerinde yaptıkları analizler sonucu çeliğin muhtevasını çözmüş ve tekrar yapımı mümkün hale gelmiş. Ve o tarihten itibaren tekrar üretilmektedir almanlar Amerikalılar ve İsveçliler bu gün damascus çeliği üretmekte ve santimle satmaktadırlar bu konuda internette birçok bilimsel yayına rastladım ama maalesef bir tek bile Türkçe kaynağa ulaşamadım.
Yarım İngilizcemle okuduğum İngilizce kaynaklardan bu müthiş sanatın bizim olduğunu öğrendim. Maalesef bizim olana; Teksaslılar, İsveçliler Almanlar sahip çıkmış, çeliğe, Şam ve Türk demekten kaçınıp, sadece desenlere verdiğimiz adı değiştirememişler, Türk kıvrımı ve HZ.Muhammedin çorabı, desenlerini kullanıyorlar. Çelik fabrikalarına, üniversite hocalarına ulaştım sesimi duyuramadım. İlber ortaylı hoca ya telefon açtım kendisi ile görüşemedim kendisine bir CD yolladım ama bir cevap alamadım.
Dilerim ki bu konuda yetkin kişilere sesimizi duyururuz ve bu sayede Şam çeliğimize gereken ilginin gösterilmesi ve tanınması mümkün olur kanaatindeyim, üniversiteler bu çeliğin yapımına ve tanıtımına yol açar talebelere konu ile alakalı tezler verilir.
Ayrıca Topkapı müzesinde ya da askeri müzede bu çelikten mamul kılıç ve bıçakların bulunacağı ve bunların kültürümüzü tanıtımda yararlı olabileceğini düşünüyorum.
Kemal Elitemiz
Mayıs 2007-Konya
Yorum yok "DAMASCUS (ŞAM) ÇELİĞİ"
Yorum Gönder